Bodrum’un bitmeyen su çilesi nasıl çözümlenir. Bu bir soru değil, klasik olarak “Tamam sorunu anlatıyorsun, peki çözümü nedir?” diye dikkate alınmayacak sorgulamalarda yapılabilir. Aslında her sorunun çözümü kendi içerisindedir.
Siyaset, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı olarak tanımlanır.
Yerel yönetimler ağlama duvarı değildir. Alınan görevi; gerektiği gibi yapamıyorsanız ya görevi bırakacaksınız, yada halkın görevlendirdiği kişiyi geri çekme hakkı olmalıdır.
Hiçbir Belediye başkanının, cebinden para harcayarak hizmet yapmadığı bilinmelidir.
Bu nedenle; size şunu yaptık, bunu yaptık deme lüksüne sahip değildir. Yerel yönetimlerin ücretsiz yaptığı bir iş var mıdır? Yanıt HAYIR.
Yapılan yollar için katılım bedeli alınır, yol üzerinde kim tahribat yaparsa o kişi yada kurumdan bedelini tahsil edilir. Su ve kanalizasyon için abonelik bedeli ve katılım bedeli peşinen alınır. Konutunuz varsa; emlak vergisi alınır, işletmenizin tabelasından vergi alınır. Saymakla bitmez.
İşte bu yüzden, bizim paramızla bize efendilik yapamazlar. Emeklerinin karşılığını her ne ad altında olursa olsun, bizlerin yaptığı ödemelerden alırlar.
Tembelin mazereti cebinde olurmuş…
Bodrum’un su sorunu ve bitmek bilmeyen mazeretler. Büyükşehir Belediyesi, Devlet Su İşleri, AK Parti, CHP arasında “sen suçlusun” çekişmesi devam ederken, bu işin sonuçlarına halk katlanmak zorunda bırakılıyor.
Hepiniz suçlu ve sorumlusunuz.
DSİ; zamanında yapılan hattı gerektiği gibi yaptırıp kontrol etmediği için, Büyükşehirde daimi olarak su hattının doğru yapılmadığını mazeret gösterdiği için suçludur.
DSİ yükleniciyi, Büyükşehir Belediyesi DSİ yi mahkemeye vermiş. Sonuç; evde su yok. Patlayan hatlar ise, hayatı tehlikeye yol açmaya devam ediyor.
Su hattı 2012 de yapılmış, 2014 te Büyükşehir belediyesi olmuş Muğla. O gün bu gündür, “filler tepinir olan çimenlere olur.” çıkmazında ilerlemekte su sorunumuz.
Yasalarımıza göre suyu temin etmek, Büyükşehir Belediyesi’nin yetki ve sorumluluğundadır. Osman Gürün bu sorunları çözemiyorum diyorsa açıkça söylemelidir. Diyelim ki 2014 te aday olduğunda konuya vakıf değildi, peki 2019 seçimlerinde neden aday oldu demek gerekmez mi?
Her yönetici, seçilmek için halka verdiği sözleri yerine getirmelidir.
Dün bahaneniz çoktu. İlçe belediye başkanıyla anlaşamıyordunuz. Bu günkü başkan ile halef selef siniz, Bodrum’la sorununuz nedir, bize açıklar mısınız?
Zamanın Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un büyükşehir yasası için dediği gibi; “Büyük Şehirler, Küçük Şehirlere yönettirilmek isteniyor.” Evet konu tamda budur; ufku olmayanlar, şehirlerimizi yönetmeye talip oluyorlar.
Bodrum ve benzeri Turizm, Sanayi, Tarım gibi güçlü getirisi olan ilçeler, Büyükşehir kanunuyla yönetilmemelidir.
Yaklaşık 25 yıl önce dillendiğimiz, konuyu önümüze getirip koyan Sudi İlkorur ağabeyimizi rahmetle anmak isterim. “Bodrum; Özel bir yerel yönetim yasasıyla yönetilmelidir.” demişti.
Bu günlerde, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ve Başkan Yardımcısı Turgay Kaya aynı söylemi dillendirmektedir.
Davul elimizde, tokmak başkasında bu anlayışla yerel değil, önüne gelenin yönettiği bir şehir olur. Büyükşehir yasasıyla; Bodrum, gelirlerinin yaklaşık yüzde 50 den fazlasını kaybetmiştir. Bu paralar Büyükşehir Belediyesinin kasasına girmektedir.
Lakin; yatırımlara bakacak olursanız , her şey ortada…
Birileri şimdi başlar, Turgutreis alt yapı, Otogar, Liman eee başka, tüm bu yatırımlar şeklen doğru olsa da, detay olarak yanlıştır.
Sonuç patlayan borular, akmayan su, temizlenmeden denize boşaltılan atık su, teknelerden alınmayan atık su, kış geldi bakalım dereler ne olacak. ( dere ıslahları kanunen, Büyükşehir Belediyesi yetkisindedir)
Bodrum’da; particilik anlayışı üzerinden amigoluk değil, sorunun odağından siyaset yapmak gerekir. Bu işlerin sorumlusu, her kim veya hangi kurum olursa olsun, Bodrum Halkı el ele vermelidir.
Bodrum ile ilgili çıkmaza giren konularda, halk aydınlatılmalıdır.
Bir dönem Bodrum’da kurulmuş olan MUMİKOM vardı. Muğla Milletvekillerini İzleme Komisyonu, şimdilerde de buna benzer bir oluşum kurulmalı; Büyükşehir, Bodrum Belediyesi ve Vekiller izlenmelidir.
Gerçi, “Bodrumda ŞEFAFLIK KOMİSYONU varda ne oluyor?” diyebilirsiniz.
Son 15 yılda; nüfusu iki kat artan bir yerde, Kent hafızası kaybolmuş ve kent için ahkam kesenler çoğalmıştır.
Siyaset yönetme sanatıdır, Zanaatı değildir.
Vesselam…
