“Tarla demez ki üstümdeki elmadır, dikendir. Hakikat gibi işte. Suyu verirsin tarlaya, o suyla diken de büyür elma da. Su ayırmaz, suda öyle bir bereket var ki, diken de nasiplenir, gül de. Hakikat de böyle bir sudur işte. Onun bağrında gül de büyür, diken de. Öyle bir gıdadır ki herkes, her şey nasibini bulur onda. “ (Taptuk Emre)
Cumhuriyet Halk Partisi üzerine, çok tahlil yapmaya gerek yok. Taptuk Emre’nin dediği gibi “Suyu verirsin tarlaya, o suyla diken de büyür, elma da.” CHP’ye de, günün koşullarına göre, ilkeleri doğrultusunda sulanması gereken tarla demek yanlış olmaz.
Üzerinde yetişenden sorumluluk sahibi midir elbette değildir. Kim ne olmak istiyorsa “Onun bağrında gül de büyür, diken de.” o hale geliyor.
Kimse kendini tarlanın sahibi, Mustafa Kemal’in de mirasçısı olarak görmesin. Tarla durur yerinde, işleyenler daimi olarak değişir.
Tarlanın sahibi her zaman toplum olmalıdır. CHP, adı üstünde “HALK” partisidir, güç odaklı egemenlerin partisi değil.
CHP, kongre sürecinin başlamasıyla; çözüm odaklı, yerel sosyal siyaset üretilmesi gerekirken, “ben ne olacağım” sorusuna yanıt arayanların, bel altı savaşlarına dönüşmüştür.
Bodrum CHP ‘de, parti içi egemen olma savaşı
Hırs insanı kör eder. “Kör olmadığı halde hırsından kör etmişse kendini” durum hiçte iç açıcı değildir. Körlük gözde değil, gönüldedir.
Varsayalım ki her şeyi ele geçirdiniz Osman Gürün gibi, ilçe başkanlarını siz belirliyorsunuz, belediye başkanlarını siz atıyorsunuz, kurultay delegelerini siz belirliyorsunuz ve istediğiniz zat il başkanı oluyor.
Bütün konu bu mudur… Hayır…
Devam ediyorsunuz, “Şu yada bu üye seçimlerde bizi desteklemedi, hoppp disipline.” disipline verdiğiniz insanlar disipline mi olmuş oluyor? Arındırılmış üye peşinde misiniz, asker üye mi? Düşünen ve olgulara göre karar veren insanlar mı istiyorsunuz, düşünmesin ve varlığı CHP’ye armağan olmuş değil, salt kendi emellerinize alet olmuş varlıklar mı istiyorsunuz?
Her sizden olmayanı disipline verip partiden atacaksanız, bilesiniz ki kongre yapacak kadar kalır veya yevmiye ile adam tutup kongre yaparsınız.
CHP’nin yok edicileri…
Siyaset üretmekten uzak, güce tapanlar, taptıklarından medet umanlar, gücü bulduklarında yoldaşlarını harcamaya kalkanlar, bu mudur sizin siyasi anlayışınız? Size karşı olanları yok etmeye çalışarak her geçen gün Bodrum ve Muğla’da azalan oyların hesabını vermeniz gerekirken, baskın çıkarak “Üyelerimiz bize oy vermedi.” sitemi yapacağınıza, “Biz yanlışı nerede yaptık?” demeniz gerekmez mi?
“Kocadon’un adamı” diyerek birilerini suçlayanlar, size sormalı siz kimin adamısınız veya Kocadon sizi kendi adamı yapmadı diye mi kinlendiniz ? Hem başkalarını Kocadon’un adamı diye suçladınız hem Kocadon’un yanında poz vermekten uzak kalmadınız.
İlla ki birinin adamı olmanız mı gerekiyor, sizin yanınızda yer alan yoldaşlarınız da sizin adamınız mı oluyor? CHP içerisinde çeteler mi kuruyorsunuz?
Aklınızı başınıza alın…
Dün tepeden baktığınız üyelerinizin, bu gün kapılarına gidip delegasyon için oy isteyeceksiniz. Yada kahve köşelerinde oturup delegasyon belirleyeceksiniz, sonrada çıkıp bize,herkese demokrasi dersi verdiğinizi söyleyeceksiniz
Hadi oradan sende …
Gücü elinde bulundurup, her köşebaşı benim olsun diyerek ve belediye gücünü şu yada bu aday için kullananlar, ister işe aldığınız kişiler üzerinden, ister belediyenin araç gereçleriyle, işgal edilen kamusal koltuklardan parti iç işlerine karışıyorsanız bilin ki sömürücüsünüz!
Bodrum halkının size sunmuş olduğu bu kamusal makamları kendi amaçlarınız için kullanmak halka ihanettir.
Şemşamer (ayçiçeği, günebakan) kafalı olmayın, gün doğumundan batımına kadar Güneşe yüzünü dönüp, gün battığında boynunuz bükülür.
Mesele; ne Kocadon’un, nede Osman Gürün’ün adamı olmaktır, mesele güce tapmaktır. Dün rahmetli Emin Anter di, bu gün başkaları. CHP Bodrum’da Emin Anter’in yerel seçimleri kazanmasıyla ivme kazanmıştır. CHP’nin yerel seçimleri kazanmasıyla üye sayısı artmış ve o günlerde üye olan lafta sosyal demokratlar, bu gün CHP delege ağalığı yapmaktalar.
Bu ahvalde tüm adaylara söyleyeceğim; güç odaklı işlere girmeyin ve Bodrum için yapabileceğiniz varsa adaylığınızı devam ettirin. Adaylar arası eleştirilere “evet”, ama suçlamalara “hayır” denmeli. Aksi halde, bel altı ve güç odaklı siyasete devam edilirse, altında kalırsınız bilesiniz.
Önemli olan seçilmek değil, var olmaktır.
Vesselam…