DOLAR
32,3366
EURO
35,1909
ALTIN
2.247,27
BIST
8.718,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla
Yağmurlu
14°C
Muğla
14°C
Yağmurlu
Çarşamba Açık
14°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
15°C
Cuma Çok Bulutlu
13°C
Cumartesi Az Bulutlu
15°C

Karar: Hüseyin Anıl’ın Beraatine…

velux

Karar: Hüseyin Anıl’ın Beraatine…

14 Şubat sevgililer günü sabah erken saatlerde, adliye koridorunda duruşma saatini bekler haldeydim. Davanın benimle bir ilgisi yoktu, lakin dava konusu beni ilgilendiriyordu. Hem izleyici, hem de Hüseyin Anıl Hocamıza manevi destek olarak orada bulundum.

İlk duruşmada yine oradaydım.

Konu Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün,Basın Danışmanı Tuncay Mollaveisoğlu’nun, Yarımada Gazetesi imtiyaz sahibi hakkında hakaret ettiği iddiasıyla açılan, ceza davası idi.

İlk duruşmaya şikayetçi GAZETECİ Tuncay Mollaveisoğlu ve avukatı katılmadı. Şikayetçi diyorum çünkü; dava, kamu davası olduğu için şikayetçi olanın, katılımcı olarak sıfatlandırılması gerekiyor.

İkinci duruşmaya şikayetçi, müşteki Mollaveisoğlunun “zorla getirilmesine” karar verildi.

Evet Sevgililer gününde iki meslektaşın davası görülecekti. Meslek dayanışması bu olsa gerek. Mahkeme Hakimi bilerek mi yaptı bilmem ama, gün bazıları için önemli bir gündü.

Mollaveisoğlu şikayetini yenilerken duruşma salonunda olayın izleyicisi olarak orada olmak, aslında keyifliydi.

Mollaveisoğlu ifadesinde; kendisinin ne kadar derin bir gazeteci olduğunu, tonlarca ödülünün var olduğundan bahsederek, eğitiminin de gazetecilik konusunda olduğundan bahsetti. Hüseyin Anıl’ı tanımadığını gazeteci olarak sıfatlandırmadığını, kısaca kendisiyle eş değerde olmadığından söz etti.

Karar : Ağır eleştiriden Hüseyin Anıl’ın Beraatine…

Davanın hukuken kesinleşme süreci devam etmekte, üst mahkeme yollu açık.

Konunun özünde aslen Hüseyin Anıl değil, tüm gazetecilerin susturulmaya çalışılması vardı. Davaya konu olan olayın zamanı yerel seçimler öncesiydi.

Sağ bir gazetede köşe yazısı yazan Tuncay Mollaveisoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü överek yazdığı yazı, sol bir TV  olarak bilenen kanalda yaptığı programıyla dikkat çekmiş ve kim acep bu denilerek incelenince, Osman Gürün’ün danışmanı olduğu ortaya çıkmıştır.

Bir personelin amirini öven yazılar yazması, TV programı yapması gazetecilik değerlerine ters geldiği için, Muğla Yerel Basınında ironi konusu olmuştur.

Allah göstermesin Tuncay Mollaveisoğlu bu yazıyı yazmasaydı, TV programı yapmasaydı az daha AKP kazanıyordu.

Derin bilgisinden bizi mahrum etmeyen Mollaveisoğlu’na teşekkür ederiz.

Ne demişti Mollaveisoğlu ; Cennet Muğla hedefte?

“Kurdun, kuşun dili olsa gelecekler…

Badem, sedir, fıstık, çam ağaçlarının ayakları olsa koşup oy kullanacaklar…

Sudaki balık, kovandaki arı, sahildeki köpek…

Muğla’yı kaybetmemek için…

Dişlerini kıyılara geçirmiş kepçeleri durdurmak için…

Her bir oyun önemi var…

Başlığa bakıp abartı sanmayın…

Dünyanın en güzel koylarına, eşsiz ormanlarına, havasına, suyuna sahip Muğla beton çetelerinin, rant vampirlerinin hedefinde…

İstanbul’da “deniz bitti”!… Hepsini kastetmiyorum ama betoncu müteahhitler için rant Muğla’da… Bodrum’dan Marmaris’e, Datça’dan Fethiye’ye…”

Bu söylem birisinin söylemine, dualarına çok benziyor ama neyse…

Ne güzel yazmış, ancak bu bahsettiği firmaların acımasızca Muğla’yı betonlaştırması son 6 yılın ürünüdür. Yazının yazıldığı tarihte,Fethiye hariç yazısında yer alan ilçelerde CHP’li belediye başkanları bulunmaktadır. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün dür.

Ancak akıllı gazeteci Tuncay Mollaveisoğlu “hepsini kastetmiyorum” diyerek açık kapı bırakıyor. Kastetmediği sanırım Mesut Toprak, çünkü Osman Gürün Bodrum Yalı Mahallesi Tavşanburnu’nunda Four Seons şantiyesinden memnun. Memnun olmasa İstanbul’da Mesut Toprak’a ait otelde turizm adına yapılan toplantıda kendisine sponsorluk yaptırmazdı.

Daha niceleri var…

Konu dağılmasın diye yazmıyorum son meclis toplantısında AKP,MHP,İYİ Parti ve CHP’li meclis üyeleri her şeye ortak evet demişler bunun kerametini de Tuncay Bey yazar elbet. Yoksa; “Bana ses çıkarmayın bende size ses çıkarmayayım.” çıkar mevzularımı?

“Kişiye özel imar yok.” diyerek eko turizme açılmaya çalışılan Bodrum Sazköy Mahallesindeki birkaç parsel, neyin nesi ola ki. Bu başka bir yazımda konu olacak elbet, şimdilik komisyona havale ettiler.

Biz Tuncay Mollaveisoğlu’ndan devam edelim,

Yerel seçim öncesi bu gazeteci beni de tehdit etmeye kalkmıştı. Yersen, tehdit bol, sonra beni mahkemeye vermek için aradığı avukat arkadaş, onun adına özür dilediği için, konu kapanmıştı. Bu ilişkilerin boyutları ortada ve belleklerimizde belgeleriyle durmaktadır.

Sevgili Mollaveisoğlu…

Tele1 programcısı, Yeni Çağ köşe yazarı ve şimdi Cumhuriyet Gazetesi Ege Bölge Müdürü. Bu ülkede solcular olmasaydı şu an görev yaptığın Cumhuriyet Gazetesi diye bir gazete olmazdı.

Sen henüz bu mesleği seçecek yaşta değilken; biz Cumhuriyet Gazetesini parayla alıp, unutmuş gibi kahvelere bırakırdık ki insanlar okusun, biz Cumhuriyet Gazetesini elden ele okur ve okunmasını sağlardık.

Senin gazeteci olarak görmediğin Hüseyin Anıl, fotokopi makinesi ile gazete çıkarıp, protest söylemlerimizi yayınlardı. Bizler, bu konuda para harcayanlar olduk, sen ve senin gibi gazeteciler, para kazanan oldunuz.

Tanımadığın bilmediğin insanlar için hüküm vermeyesin. Keşke o gün mahkeme salonunda, madem sevgililer günü bu gün ben gazeteci ağabeyimden davacı olmaktan vazgeçiyorum, deyi verseydin. Gazeteci görmediğin insan, yerelde daimi sarı basın kartına sahiptir, bunu da bilesin.

Yoksa kamu hakları savunuculuğuna kalkıp, kaçak inşaat yapan, Bodrum’un çarpık kentleşmesine katkıda bulunan, sonra da imar barışına başvuran Yılmaz Özdil konumuna düşersin.

Sana akıl vermek haddim değil ancak, yazacaksan kent yaşayanlarının hakkını savunucu yazılar yaz, Atık su ve Katı Atık’da insanların ceplerini sömüren Osman Gürün ve Ahmet Aras’ı yaz. Betoncu Müteahhitlerin yaptığı yerleri değil de garibanların evlerini yıkanları yaz.

50 Dönüm araziyi Ruslara peşkeş çekmeye çalışan, Amerikan Hastanesi arsasına emsal artırımı getirmeye çalışan, yakında gündeme gelecek olan çıkar amaçlı personel işe alanları yaz ki, bilelim rengini.

Yazamazsın, yazarsan Belediye ait yerlerde nasıl ücretsiz salon kullanarak program yapacaksın. Hani demiştin ya “çok ortak dostumuz var” diye “bırak onları da “ortak dostluğumuz toplumun çıkarları olsun.

Vesselam…

velux